Welcome to the Mecidiyeköy
Mecidiyeköy, insanın kendi eliyle bir yeri nasıl yaşanılmaz hale getirebileceğinin en somut ve en yakın örneği.
1.5 aydır haftada 3 gün Mecidiyeköy’e geliyorum. Mecidiyeköy’ü eskiden beri sevmezdim. Tam bir keşmekeş; motor ve korna gürültüsünden ibaret devasa bir fabrika. Ama uzak durduğum süreçte özellikle trafik durumundaki değişim tam bir vehamet. Otobüse biniyorum, 10 dakika boyunca hiç ilerleyemediğimiz zamanlar oluyor. Mecidiyeköy meydanından Zincirlikuyu kavşağına gelmek(burası toplamda 1 km kadarlık bir mesafe) bazen 45-50 dakikayı buluyor.
“Buraya yapılaşmayı durdurun artık!” diyeceğim, ama kime? İnşaatı -ama ne pahasına olursa olsun- ekonomimizin bel kemiği olarak gören bir idarenin yönetimindeyiz. Bize de bunun sıkıntısını çekmek kalıyor.
Ama yollarımız duble çok şükür…